Biliş bir düşünce ya da
algıdır. Diğer bir deyişle biliş belirli bir anda, bir olay hakkında ne
düşündüğünüzdür. Bu düşünceler zihninizde otomatik olarak akar ve kendinizi
nasıl hissettiğini üzerinde büyük etkileri vardır. Her durumda düşünceleriniz
duygularınızı yaratmaktadır. Yani
duygularımız genellikle hayatımızda olanlardan çok nasıl düşündüğünüz ile
ilgilidir.
Genlerimiz,
hormonlarımız, kişiliğimiz ve çocukluk yaşantılarımız nasıl düşündüğümüz ve
neler hissettiğimiz konusunda etkili olabilirler. Ancak kötü duygudurumumuz
hakkında bu teoriler bizi birer kurban yapma eğilimi taşırlar. Çünkü bizim
kontrolümüz dışında olan şeylerden kaynaklandığını düşünürüz. Ancak tersine
olaylar hakkında düşünme şekliniz ve hatta temel değer ve inançlarınızı bile
değiştirebilirsiniz. İşte bilişsel terapi kısaca bu demektir.
Bilişsel terapinin
yararı son 20 yılda birçok araştırmacının yaptığı çalışma ile kanıtlanmıştır.
Hatta günümüzde bilişsel davranışçı terapinin insan beyninin kimyasını ve
yapısını değiştirerek insanlara yardımcı olduğu konusunda artan kanıtlar
bulunmaktadır.
Günümüzde düşüncenin
duyguları, bedensel belirtileri ve davranışları etkilediği bilindiği kadar
bedenden beyne giden sinyaller ve uyarılar sayesinde de davranışların da
duygularımızı değiştirdiğini biliyoruz. Örneğin egzersiz gibi bedensel
hareketer beyinde endorfini arttırarak iyi hissetme haline neden olabilir. Ya
da gülümsemek, ağız çevresindeki kaslardan beyne geri bildirimde bulunarak iyi
hissediyorum düşüncesine neden olabilir. Benzer şekilde amaçlar ve hedefler
doğrultusunda eyleme geçmek motivasyonu arttırabilir. Yani davranıcı terapi
harekete geçmek için iyi hissetmeyi beklememeyi, hareketin kendisinin iyi
hissetmeye neden olacağı düşüncesine dayanır.
İşte bilişsel
davranışçı terapiler biliş ve davranış üzerinde düzenlemeler yapmaya çalışarak
iyilik halini arttırmayı amaçlayan, etkinliği kanıtlanmış bir psikoterapi
türüdür.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.