Vajinismus, vajinaya giriş denendiğinde, vajinanın
dışa yakın kısmını çevreleyen kaslarda yineleyici ve sürekli biçimde istemsiz
kasılmaların olması olarak tanımlanır. Kasılmalara, girişe ilişkin korkular,
kaygılar eşlik eder. Çoğu zaman cinsel birleşmeyi olanaksız kılan bu kasılmayı
kadın kendisi yapmaz. Bunlara, bedenin çeşitli bölgelerinde, hatta tüm bedende
kasılmalar, bacakların kapanması, titreme, çarpıntı, terleme, bulantı, kusma,
fenalık hissi ve ağlama eşlik edebilir. Vajinadaki kasılma çoğu kadında cinsel
birleşmeye izin vermez. Daha az sayıda olguda ise zorlamayla giriş olabilir
ancak birleşmeler ağrılı ve acılı olarak sürer gider.
Türkiye’de cinsel sorunları saptamak amacıyla yapılan toplumsal bir taramada, %54 kadının ilk birleşme denemesinde korku, acı hissi ve kaçınma davranışı tanımladıkları ve cinsel birleşmenin gerçekleşmediği saptanmış, bu kadınların % 17’sinin halen birleşemediği ya da birleşmede sorunlar tanımladığı tespit edilmiştir. Bu da çalışmaya katılan kadınların %10’unda vajinismus, ya da ağrılı cinsel birleşme olduğu sonucunu doğurur ki bu hiç de azımsanmayacak bir orandır.
Vajinismus genellikle cinsel yaşamın başlangıcında, bizim ülkemizde sıklıkla evliliğin ilk gecesinde ilk cinsel birleşme denendiğinde ortaya çıkar. Sağlıklı bir cinsel yaşam sürecinde ve hiç vajinismus sorunu olmayanlarda, doğum, düşük, kürtaj, cinsel taciz, hasta açısından kötü deneyimlenen jinekolojik muayene ve operasyonlar sonrasında da vajinismus gelişebilir.
Vajinismusun bugün için bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu cinsel terapidir.Cinsel tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olduğunu söyleyebiliriz. Vajinismusta uygun cinsel terapiyle yüzde yüze yakın düzelme olur. Cinsel terapi çoğunlukla çift görüşmesi şeklinde sürdürülür. Önce kapsamlı cinsel yaşam öyküsü alınır, çiftin zorlukları değerlendirilir, kaygıları araştırılır. İlk seanslarda yapılan gecikmiş bir cinsel eğitimdir. Çiftin cinsel sağlıkla ilgili bilgilendirilmesi, yanlış inanışların düzeltilmesi, cinsel organlar ve cinsel fizyolojiyle ilgili doğruların aktarılması hedeflenir. Sonrasında egzersizlerle kademeli olarak kasılmanın ve girişle ilgili korkuların üzerine gidilir.
Tedavi, iki-üç ayda, altı-sekiz seansta sonlanır. Bir-iki görüşme ve danışmanlıkla düzelen hafif olgular olduğu gibi uzun süreli tedavi gerektiren zor vakalar da olabilir. Psikiyatrik hastalık, depresyon, kaygı bozukluğu, erkekte ek cinsel sorunlar tedaviyi zorlaştırır.
Yorumlar (0)
Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.