Prof. Dr. Lale Gönenir Erbay

Randevu Hattı

0530 977 42 64

Bize Yazın

info@laleerbay.com

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), insanların obsesyon adı verilen sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olması ve bu düşüncenin kendisini rahatsız etmesinden ötürü, genellikle rahatlamak amacıyla ritüel veya kompulsiyon adı verilen sürekli tekrar eden davranışlarda bulunmasıyla karakterize bir durumdur.

Obsesyonlar istenmeden akla gelen, kişiyi rahatsız eden, bireyin iradesi ile uzaklaştıramadığı, inatçı bicimde tekrarlayan, benliğe yabancı düşünceler, dürtüler ya da hayallerdir. Kompulasyonlar ise haz amacı olmayan, çoğu zaman obsesyonların yarattığı kaygıyı azaltmayı amaçlayan ya da korkulan sonuçları engellemek için yapılan davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir.

Tipik obsesyonlar arasında bulaşma, kendine ya da başkasına zarar verme düşünceleri, cinsel-dini içerikli obsesyonlar, simetri-sayma-sıralama obsesyonları, biriktirme-istifleme obsesyonları sayılabilir. Obsesyonlar çoğu zaman hastanın düşünce/değer sistemi ile çelişen özellikler taşır. Örneğin çocuğunu seven birinin ona zarar vereceğinden korkması ya da dindar birinin aklına tanrıya küfretme isteğinin gelmesi gibi. Kompulsiyonlar, ritüeller olarak bilinir ve tekrar tekrar yapılan görünür davranışları ya da dışarıdan fark edilmeyen zihinsel eylemleri kapsar.

Hastaların çoğunda hem obsesyon hem de kompulsiyon bir arada bulunur. Yalnızca obsesyonlarla gittiği düşünülen hastalar incelendiğinde, çoğunda obsesyonlarının yarattığı anksiyeteden kurtulmak için yaptıkları zihinsel eylemlerin bulunduğu görülmüştür.

Pek çok çalışmada kirlenme-bulaşma içerikli obsesyonlar %45-55 sıklık oranı ile en sık görülen obsesyonlardır. Hasta sürekli kirlendiği düşüncesi ile anksiyete düzeyini yükseltmekte ve bir şeyleri temizleme ihtiyacı duymaktadır. Bulaşma obsesyonunu ikinci sıklıkta %34-42’lik oranı ile kuşku, daha sonra sıklık sırasına göre simetri, bedensel, saldırganlık, cinsel, dinsel obsesyonlar izlemektedir. En sık görülen kompulsiyonlar ise yine sıklık sırasına göre kontrol etme, yıkama-temizleme, sorma-anlatma ya da dua etme, simetri- düzen, sayma, biriktirme kompulsiyonlarıdır. Kuşku obsesyonları genelde emin olamama seklinde kendisini gösterir ve kontrol kompulsiyonu ile sonuçlanır.

Daha önceleri nadir görülen bir hastalık olduğu düşünülen OKB’nin psikiyatri kliniklerindeki kayıtları gerçek oranları yansıtmamaktadır. Araştırmacılar bozukluğun genel nüfusta zannedilenden daha sık olduğu kanaatini taşımaktadır. OKB genellikle genç̧ yaşlarda başlar. Çoğu çalışmada ortalama başlangıç̧ yaşı 18-25 arası saptanmıştır. Çocukluk yaşlarında başlayan OKB vakaları da bildirilmiştir. Bazı yazarlar hastalığın %80 oranında çocukluk çağında başladığını öne sürmektedir. Çocukluk çağı OKB vakaları erkeklerde 3-4 kat daha fazladır. Erişkinlerde de hastalığın erkeklerde kadınlara göre daha erken yaşlarda başladığı görülür

OKB genellikle sinsi başlangıç̧ gösterir. Tetikleyici olaylara sık rastlanmaz. Genellikle kronik ve inatçı bir hastalıktır. Hastalar kendini saklama eğiliminde olduklarından belirtilerin başlaması ile doktora başvuru arasındaki süre uzar. Bozukluk bazen dalgalanmalar, bazen de süreğen bir gidiş̧ izler.

Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) nedeni tam olarak anlaşılmamasına rağmen, biyolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.

Teşhis, uzman bir psikiyatrist tarafından konulabilir. Birçok insan zaman zaman çeşitli konularda evham, endişe ve takıntılara kapılabilir. Ancak çoğu kez günlük yaşam içinde ortaya çıkan bu duygular ile baş edebilir ve sorunlarımızı yaşamımızı etkileme noktasına varmadan çözüme ulaştırabiliriz. Takıntılı düşüncelerin günlük yaşamımızı etkileyecek, günlük aktivitelerimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi durumunda OKB akla gelmelidir.

OKB günlük yaşam etkinliklerini ciddi olarak kısıtlayabilen, aile, meslek ve sosyal yaşamda önemli işlev kayıplarına yol açan, yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır. Kronikleşme yani müzmin hale gelme olasılığının yüksek olması tedavinin önemini arttırmaktadır. Tedavide kullanılan birkaç yöntem bulunmaktadır.

İlaç tedavisi

İlaçlar OKB tedavisinde oldukça yaralı olmaktadır. Etkilerinin görülmesi için iki hafta kadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmesi beklenmelidir. Etkili olduğuna karar verilirse tedavinin gerekirse günlük doz arttırılarak en az iki yıl sürdürülmesi gerekir

Bilişsel-davranışçı tedavi

Bilişsel ve davranışçı terapiler hem hastalığın tedavisinde hem de özelikle nükslerin önlenmesinde çok önemli bir yer tutmakta, tedavide bazen tek başlarına bazen de ilaç tedavileri ile kullanılabilmektedirler. Bilişsel davranışçı tedaviler tedavi seçenekleri arasında en önemli yeri tutmaktadır.

KENDİNİZDE OKB OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSANIZ NE YAPMALISINIZ?

Kişinin kendindeki bazı belirtilerin hastalık olabileceğine karar vermesi çoğu kez güçtür. OKB’nin sizde olabileceğinden kuşku duyuyorsanız bir psikiyatri uzmanına başvurarak profesyonel yardım talep edebilirsiniz.

Yorumlar (0)

Whatsapp Yaz!
Tıkla Ara!